Hayat, bazen beklenmedik olaylarla karşımıza çıkar ve bu olayların sonuçları yaşamımızı köklü bir biçimde değiştirebilir. İleri yaşlarda ve bir aile reisi olarak, kazaya karışan bir adamın yaşadığı trajedi, bu gerçeği acı bir şekilde gözler önüne seriyor. Yaşadığı kaza, sadece fiziksel sağlığını değil, aynı zamanda iş ve maddi durumunu da alt üst etti. Bu süreçte, toplumun duyarsızlığı ile baş başa kalmanın zorluğunu yaşıyor. İşte, kaza sonucu bacağından olan ve şu an bir parkta çadırda hayatını sürdüren bu adamın hikayesi…
Yıllarca aynı işte çalışarak ailesine bakmaya çalışan Mehmet, geçirdiği kaza sonrası büyük bir değişimle karşılaştı. Çalıştığı inşaat alanında meydana gelen bir kaza, onun bacağında kalıcı hasara yol açtı. Ameliyat süreci, fizik tedaviyle geçen zorlu günler ve en sonunda çalışamayacak duruma gelmesi, onun hayatını yeniden inşa etme isteği ile çatışmaya girdi. Büyüdüğü mahalledeki destekçi yapısını kaybetmesi ile birlikte, maddi durumu da kritik bir noktaya geldi. Uzun süren tedavi sürecinin ardından işine geri dönme umudu boşa çıkınca, her açıdan büyük bir darbe aldı.
Mehmet, geçirdiği kazanın ardından gördüğü maddi zorluklar ve psikolojik baskılar neticesinde, yaşam alanını bir parka taşıdı. Eşinin ve çocuklarının terk ettiği evinden sonra, boş bir çadırda yaşamaya başlayan bu adam, günlerini geçirdiği parkta zaman zaman yalnız kalmanın getirdiği ağır yükle boğuşuyor. İçinde bulunduğu durum, toplumsal dayanışmanın önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Ülkemizde birçok insana yardımcı olma sözü veren sosyal yardımlaşma kuruluşlarının varlığına rağmen, Mehmet'in durumu hala bir muamma.
Kendi çabalarıyla hayata tutunmaya çalışan Mehmet, yaşadığı trajediden dolayı pes etmeyi düşünmüyor. Parktaki hayatta, gününü geçirecek iş imkânlarının peşinde koşarken duyduğu umutsuzluk, motivasyonunu azaltmak bir yana daha da artırıyor. Yürüyemediği için yaşadığı sıkıntılar, geleceğe dair planlarını zorlaştırsa da, yürümek ve tekrar çalışabilmek adına gösterdiği çaba bir çok insana örnek olabilecek nitelikte. Böylece, toplumuna olan güvenini yeniden kazanmaya çalışıyor.
Mehmet’in hayat hikayesi, tüm bu olanların üstesinden gelmeye çalışırken, kendisinin nasıl bir çaba içinde olduğunu gözler önüne seriyor. Kendisi gibi olan insanların sesi haline gelerek, benzer durumlarla karşılaşan birçok insana ilham vermek istiyor. Her ne kadar yaşadığı güçlükler onu zor bir duruma soksa da, içindeki hayata tutunma arzusu onu coupe edemiyor. Zamanla, çadırda yaşamak zorunda kalmasının getirdiği çaresizlik ona yalnız olmadığını anlatıyor, zira çevresindeki insanlarla oluşturduğu iletişim ağı, onu hayatta tutuyor.
Parkta yaşamak zor olsa da, arkadaşlık kurduğu kişilerle birlikte gelen moral, hayata karşı daha istekli bir yaklaşım geliştirmesine olanak sağlıyor. Sürekli olarak iş arayan Mehmet, bazı yerlerde sadece fazlaca var olan tabloyla karşılaşmaktan da korkmuyor. İş bulamadığı günlerde, bir umut ışığı bulabilmek için kendini kesinlikle pes etmeden mücadele etmeye hazırlanıyor. Bu meyanda, özellikle geleceği için daha iyi olanaklar arayışına yöneliyor.
Son olarak, Mehmet’in hikayesinin sadece kendi bireysel çabasıyla değil, aynı zamanda toplumsal bir hareketle daha da güçlenmesi gerektiği gerçeği göz önünde bulundurulmalı. Onun yaşadığı sorunlar, birçok insanın hayatında tekrarlanan hikayelerin bir parçasıdır. Dayanışma, destek ve yardımlaşma, bu gibi durumların üstesinden gelinmesine yardımcı olabilecek en önemli unsurlardandır. Bu bağlamda, daha önce yaşanan kaza ve onun sonuçları, sadece Mehmet’in değil, toplumun da karşılaşabileceği zorluklar arasında yer alıyor. Bunun bilincinde olarak, Mehmet gibi insanların yanında olmak, onları desteklemek hepimizin görevi olmalıdır.