Son günlerde Türkiye'de yaşanan bir davanın detayları adeta infiale yol açtı. Eski koca, boşanma sürecindeki Sinem'i tam yedi yerinden bıçaklayarak ağır yaraladı. Bu korkunç olayın ardından yaşanan mahkeme süreci ise toplumda büyük bir tartışma yarattı. Zira sanık, cinayete teşebbüs suçlamasıyla yargılansa da, mahkeme ona "iyi hal indirimi" uyguladı. Bu karar, kadına yönelik şiddetle mücadelede önemli bir dönüşüm talebini tekrar gündeme getirdi.
Olay, geçtiğimiz ay İstanbul'da meydana geldi. Sinem ve eski eşi, boşanma sürecinde iken çıkan tartışma sonucunda, eski koca Sinem’i hunharca bıçakladı. Sinem, olay sonrası hastaneye kaldırılarak acil müdahale edildi. Doktorlar, Sinem’de ciddi yaralar oluştuğunu ve hayati tehlikesinin sürdüğünü bildirdi. Eski koca ise, olayın ardından polis tarafından derhal yakalandı ve savcılığa sevk edildi. İfadesinde, olayın "örsel bir kaza" olduğunu ve pişmanlık duyduğunu öne sürdü. Ancak yaşananlar, pişmanlığın çok ötesinde bir gerçekliği yansıtıyordu.
Mahkeme sürecinin başlamasıyla birlikte, toplumun farklı kesimlerinden büyük bir tepki yükseldi. Kadın hakları savunucuları, sanığa verilecek cezanın az olmaması gerektiğini savunarak, bu tür vakalarda "iyi hal indirimi" uygulanmasına karşı çıktılar. Ancak mahkeme, sanığın ifadesini ve geçmişteki "iyi halini" göz önünde bulundurarak indirim uygulamakta zorlanmadı. Bu, kadına yönelik şiddet suçlarının yeterince ciddiye alınmadığına dair bir başka örnek oldu.
İyi hal indirimi, Türk Ceza Kanunu’nda ceza infazı sırasında, sanığın geçmişteki davranışlarının, suçun işlendiği anki durumu ve mahkeme sürecindeki tutumunun ceza miktarında indirim yapılmasını ifade eden bir kavramdır. Fakat, bu kavramın uygulama alanı tartışmalı bir konu. Bu durum, kadınların yaşadığı şiddetin göz ardı edilmesiyle ilgili kaygıları artırırken, mahkeme kararlarının da çoğu zaman toplumsal duyguları göz ardı ettiğine işaret ediyor. Kadınlar, birçok durumda erkeklerin cinsiyetlerinden kaynaklanan bir üstünlükle savunulmasından endişe duyuyor.
Sinem’in durumu, aslında daha büyük bir sorunun bir parçası. Türkiye’de kadına yönelik şiddet, son yıllarda ciddi bir artış göstermişken, mahkemelerin verdikleri bu tür kararlar, toplumsal algıda derin yaralar açıyor. Kadınlar, kendilerini koruma arayışındayken, adalet arayışında da sıkıntılarla karşılaşmakta. Eski kocanın, Sinem’e karşı duyduğu öfke ve nefreti, mahkeme salonunda yaşananlar, toplumda adalet anlayışı üzerinde büyük sorgulamalar yaratıyor.
Önümüzdeki günlerde Sinem ve ailesinin, mahkemeye itiraz etme olasılığı mevcutken, kadın hakları savunucularının da bu durumu yakından takip edecekleri belirtiliyor. Bu olay, Türkiye'deki kadına yönelik şiddetle mücadelenin henüz yeterince güçlü olmadığını ortaya koyarken, toplumun bu konu üzerine düşünmesi gerektiğine dair bir uyarı niteliği taşıyor. Sinem ve benzeri durumdaki kadınların seslerinin duyulduğu, adaletin tesis edilmesi adına gerekli adımların atılacağı günlerin yakın olması temennisiyle…