Bilim dünyası, yeni keşiflerle dolu ve bu keşiflerden bir tanesi, bir bilim adamının eşiyle olan duygusal bağını vurgulayarak sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Son dönemlerde yapılan bir araştırma sonucunda ortaya çıkan yeni bir böcek türü, bilim insanı Dr. Ahmet Korkmaz tarafından keşfedildi. Dr. Korkmaz, bu türün adını eşi Elif Korkmaz'dan esinlenerek "Elifius Korkmazicus" olarak belirledi. Ancak, bu durum sosyal medya üzerinde hem takdir hem de eleştirilerle karşılandı.
Dr. Korkmaz, keşfettiği yeni böcek türünü adlandırırken, bilimdeki birçok kişinin öncelikle teknik ve soğuk isimler kullanılmasını tercih ettiğini kabul ediyor. Ancak, onun için bu keşif sadece bilimsel bir başarı değil, aynı zamanda eşine olan sevgisini ifade etme yolu oldu. “Elif benim ilham kaynağım. Tüm bu süreçte yanımda olan, motivasyonumu artıran kişi o. Bu yüzden, onun adını vermek benim için bir onurdu,” diyor Dr. Korkmaz. Bu durumun ardında yatan duygusal bağ, bilim dünyasında nadir görülen bir yaklaşım. Bilimsel üsluptan uzaklaşma korkusu ve sosyal medyadan gelecek olumsuz yorumlar gibi kaygılar taşıdığını belirtiyor.
Sosyal medya kullanıcılarından bazıları, bu durumun bilim dünyasına zarar verdiğini savunarak, bilim adamlarının daha ciddi ve nesnel bir dil kullanması gerektiğine dikkat çekti. "Eşinin ismini vermek, bilimsel çalışmalara ciddiyet katmıyor. Adın anlamı ne olursa olsun, önemli olan keşfin detailleridir" gibi yorumlar sosyal medyada hızla yayıldı. Ancak Dr. Korkmaz, bu eleştirilere aldırış etmediğini ve "bilim ve aşkın buluşmasının da bir değeri olduğunu" düşündüğünü dile getiriyor.
Birçok bilim insanı, araştırmalarında nesnelliğe bağlı kalmayı öncelikli hedef olarak belirler. Ancak, Dr. Korkmaz örneği, kişisel duyguların bilimle harmanlanabileceğini ve bunun sonucunda güçlü bir bağ oluşturulabileceğini gösteriyor. “Bilim insanı olarak, yaptığımız keşiflerin sadece veri noktalarından ibaret olmadığını düşünmek ve insan yönünü unutmamak lazım” diyen Korkmaz, birçok insanın sevgiyi ifade etme biçimlerinin farklılık gösterdiğine de dikkat çekiyor. “Bazen bir isim, bazen bir keşif, bazen de bir davranış sevgimizi ifade edebilir” diyor.
Bilim insanlarının, araştırma süreçlerinin bir parçası olarak bireysel hikâyelerini paylaşmaları gerektiğini savunan Korkmaz, bu tür hikayelerin ilham verici olduğunu ve genç nesillere bilim yolunda cesaret verebileceğini düşünüyor. “İnsanların içindeki tutkuyu dışarıya yansıtmak, bilimin yalnızca matematik ve mantıktan ibaret olmadığını göstermektedir. Bu dünya üzerinde bizden önce düşünmüş olan insanlar da duygular taşımışlardı,” diyor.
Ayrıca, Korkmaz, bu böcek türünün keşfinin arka planında yatan patolojik bir süreç olduğunu ve bu sürecin sadece bilimsel değil, duygusal açıdan da bir derinlik taşıdığını belirtiyor. "Böceğin yaşadığı ekosistem, ona özgü özelliklere sahip. Bu yönüyle de eşim gibi farklı, özel ve olmaktan ziyade 'ben' olmaktan keyif alacağımız bir varlık olarak düşünüyorum. İşte bu yüzden ona bir isim vermek istedim," diyor.
Sonuç olarak, Dr. Ahmet Korkmaz’ın bu mutlu ve ilham verici keşfi, sadece bilim camiasında değil, aynı zamanda sosyal medyada da geniş bir yankı uyandırdı. Eşinin adıyla anılan bu böcek türü, belki de insanların bilimsel çalışmalara bakış açısını değiştirecek bir örnek. Zira, bilim ve aşk birbirini dışlamayan, aksine destekleyen iki büyük güç. Elifius Korkmazicus, bu birleşimin simgesi olarak, toplumda sadece bilim değil, aynı zamanda sevgi ve bağlılık hakkında düşünmeye teşvik ediyor.