15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen darbe girişimi, Türkiye’nin tarihinde karanlık bir sayfa olarak yerini alırken, o gece yaşanan yalnızca siyasi bir kargaşa değil, aynı zamanda birçok insanın hayatını derinden etkileyen fiziksel ve psikolojik travmaların da başlangıcı oldu. O gece, bazıları kalplerinde cesaret taşırken, bazıları ise kurşun yaralarının acısıyla yüzyüze geldi. İşte bu kurşun yaralarından birine sahip olan Hasan K., o gece yaşadığı deneyimi ve sonrasındaki mücadelesini kaleme aldı.
Hasan K., 15 Temmuz gecesi normal bir gün gibi evinde otururken, sokaktan gelen silah sesleriyle irkildi. Dışarı çıktığında, dövüş edercesine bir araya toplanan insan kalabalığını gördü. İçinde büyüyen bir cesaretle, halkın demokratik haklarına sahip çıkmak için sokaklara döküldü. Kalabalığın içine katıldığında, kendisini bir kahraman gibi hissetti; ancak o gece, hayatının dönüm noktası olacağına dair en ufak bir fikri bile yoktu. Birden, açılan ateş sonucu dengesiz bir şekilde yere yığıldı ve o an vücudunun bir parçasının hasar gördüğünü hissetti. Kurşun, her şeyden önce onun hayata bakış açısını değiştirmişti.
Hasan K., hastaneye kaldırıldığında, durumu kritik görünüyordu. Kurşun, vücudunun birçok yerini delip geçmişti; ama en büyük darbe, belindendi. Doktorlar, Hasan'ın hayattaki şansını artırmak için uzun süren ameliyatlar yaptı. Aylarca hastanede geçirdiği dönem, sadece fiziksel değil, ruhsal olarak da zorlu bir süreçti. Her gün aynaya bakarak kendisine hatırlatması gereken bir gerçek vardı: Hayatta kalmıştı ama artık her şey eskisi gibi olmayacaktı. Yürüyebilmek için saatlerce fizik tedavi seansları geçirdi; bedenindeki ağrıların yanı sıra, zihninde de savaş vermek zorundaydı. Geçmişte gördüğü hayatın, özlemini duyduğu özgürlüğün ve hayallerinin peşinden koşarken taşıdığı yük giderek ağırlaşıyordu.
Yavaş yavaş, hayat mücadelelerinde yeniden doğmanın yollarını bulmaya başladı. Ailesi ve sevdiklerinin desteği, onu hayata yeniden bağladı. Evinde, günün büyük bir kısmını fiziksel terapi seansları ve ruhsal iyileşme yöntemleriyle geçirirken, Instagram gibi sosyal medya platformlarından destekleyici bir topluluk oluşturdu. Onun hikayesi, birçok insana ilham kaynağı oldu. Yaşadığı bu acı miras, ona sadece fiziki değil, zihinsel bir güç kattı. Umut ve dayanışma ile dolu bir hayat kurmaya çalıştı. Bugün, sadece geçmişini değil, diğerlerine de hayat vermeye çalışan bir insan olarak karşımıza çıkıyor.
15 Temmuz, insanların özgürlük mücadelesinin ne denli zorlayıcı olabileceğini, aynı zamanda insan ruhunun ne denli dirençli olabileceğini de gösterdi. Hasan K., yaşadıklarıyla sadece kendisinin değil, başkalarının da savaşma azmini artırmayı başardı. Yazdığı kitap ve katıldığı konferanslarla, insanlara ilham vermeye, mücadele etmeye ve ayağa kalkmaya teşvik ediyor. Geçtiğimiz yıllar boyunca, hayatı boyunca ona eşlik eden kurşun yarasından aldığı dersleri her fırsatta aktarıyor. Kendi hikayesini, vatanseverlik duygusu ile harmanlayarak anlatması, onun hayatının sadece acı bir miras değil, aynı zamanda bir yeniden doğuş süreci olduğunu gözler önüne seriyor.
15 Temmuz gecesinin hatıraları, ne yazık ki hala birçok insanın hayatında zorluklar yaratmaya devam ediyor. Ancak bu zorluklar karşısında mücadele eden ve geçmişine sırtını dönmeyen insanlar, umudu yeşerten birer fener olmaya devam ediyor. Hasan K.’nın hikâyesi, bu sayıklayan karanlığa karşı çıkan bir ses; cesaretin, inancın ve azmin gücünün simgesi. Fakat onun gibi birçok insanın mücadelesine saygı göstermek, tüm bu felaketlerin kıssadan hissesi olmalı. Ve unutmamalıyız, bazen acı miraslar, en güzel derslerin kaynağı olabilir.